#yolculuk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
#yolculuk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Aralık 2014 Perşembe

Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı




Bu haftasonu Gelibolu'ya düzenlediğim ikinci gezimdi. İlk gezimden önce Buket Uzuner'in kitabı Uzun Beyaz Bulut Gelibolu'yu okuyarak gitmiştim. Okuduğum iyi romanların etkisinde kalırım, kitabı kapadığım an kahramanlar ölmez benim için. 
Bazı kahramanlar hiç ölmez, biliyorsunuz değil mi?!

Günler kısa, gezilecek yer çok. Bu nedenle 2. kez uğramak istediğim durakları haritada belirledim. Fotoğraflayamadığım, işaretleyemediğim daha pek çok yeri geçerken görebiliyorsunuz. Elbette bu kadarcık bir gezi ile Çanakkale bitmez ama maalesef günler yetmez bu tarihi gezmeye. 

Taa taaaam işte haritam!



Bigalı Köyü Atatürk Evi Müzesi

Giriş ücreti: Öğrenci 1 TL, Tam 2 TL.



İnsanın tüyleri ürperiyor gezerken, gözleri doluyor okurken...


Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi


11 canlandırma odasından ikisinde, üç boyutlu gösterim yapılıyor. "Harbe Giriş" adlı birinci salonda, Osmanlı Devleti'nin savaşa giriş nedenleri anlatılıyor. "Nusrat Mayın Gemisi" adlı ikinci salonda, deniz savaşlarında Nusrat'ın boğaza döşediği mayınlarla savaşın kaderini değiştirmesine yer veriliyor. "İtilaf devletlerinin Muharebe Planları" adlı üçüncü salonda ise, İngiliz Ocean gemisinin Türk tabyalarına top atışları üç boyutlu olarak izlenirken, top atışlarının yarattığı sarsıntı ziyaretçilere mekanik sistemde birebir yansıtılıyor. Ben ilk üç salondaki gösterimlerden bahsettim. Her gösterimin saatleri var ve 1-1,5 saat gibi bir zaman alıyor. O nedenle gitmeden önce mutlaka saatlerini öğrenip gezinizi ona göre planlamanızı tavsiye ederim. Müze girişi 3 TL, Filmlere giriş ile birlikte 13 TL. 





Bizim gezerken üşüdüğümüz tepelerde; aç, susuz savaş yaptıklarını düşünmek insanı kahrediyor. Çok fazla yazı yazamayacağım bu postta, ne yazsam siliyor, söylediğim her şey az geliyor.  O nedenle fotoğraflayabildiğim kadarıyla işaret edeceğim ve mutlaka en kısa sürede gidin diyeceğim!



Anzak Koyu





Şehitler Abidesi







Seyit Onbaşı Anıtı

Rumeli Mecidiye Tabyası'nın doğusunda yol kenarında bulunmaktadır. 1992 yılında yapılmış olan bu heykelde İtilaf donanmasına kahramanca karşı koyan bütün Mehmetçikler simgelenmiştir.




Mehmet Akif Ersoy'un Çanakkale şehitleri'ne atfedilen şiirinin ilk mısraları:

Şu boğaz harbi nedir, var mı ki dünyada eşi
En kesif orduların, yükleniyor dördü beşi
Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya...



22 Ekim 2014 Çarşamba

Ay balam Iğdırım

 ♫ ♪♫♪ ♫ 

Türkiye'nin 3 ülkeyle sınırı olan tek şehrinden hepinize merhabalarrr! :)


İnanılmaz yorucu ama bir o kadar keyifli haftasonunda emeği geçen başta Sezgin olmak üzere Ezgi ve Yiğit'e; ayrıca her nazımızı, sazımızı ve cazımızı çekip, bizi bir an yalnız bırakmayan Mehmet'e çok ama çok teşekkürler. Cumartesi sabahı İstanbul'dan THY ile 2 saat 10 dakikalık bir uçuştan sonra Iğdır'a vardım. 



Adım atar atmaz gördüğümüz tanklar ve kirpiler bomboş yollarda biraz ürkütücü olsa da yepyeni bir coğrafyayı keşfe gelmiştik ve heyecanımızı hiçbirşeyin bozmasına izin veremezdik. 



Iğdır'dan 40 km uzaklıktaki Doğubeyazıt'da İshak Paşa sarayı ile gezimize başladık. İshak Paşa'nın babası tarafından inşaasına başlanmış olan saray miladi 1784 yılında tamamlanmış ve nedenini bilmediğimiz bir sebepten Ağrı Dağı'nı görmeyecek şekilde konumlandırılmış.



Tarihi mekanları gezerken oldum olası bir mutluluk olur içimde, hüzün olduğu kadar. Birileri orada yaşamıştı, hem de kim bilir neler yaşamıştı? Bugün güle oynaya fotoğraf çekildiğim merdivenlerde, karanlığından ürktüğüm zindanlarda ne gözyaşları dökülmüştü kim bilir? 



Tarih; kimilerinin koltuklarını kabartırken kimileri için koltuklarından edici olabilir. Öyle ince bir çizgi. Unutmamak gerekir.



Beyazıt eski cami ile gezimize devam ettik. Yavuz Sultan Selim tarafından yapıldığı söylenen caminin kitabesinde 1687 yılında onarıldığı belirtilmektedir. Tarihi doku o kadar hoşumuza gitti ki fotoğrafta gördüğünüz dağa tırmandık. :) 



Lordzadelerin de ülkemizde yaşadığının ispatı olan bu mezar taşını ve dönemin daha pek çok  önemli şahsının mezarlarını  ahmed-i Hani Türbesinin bahçesinde görebilirsiniz. Hani Baba adıyla anılan şair ve tarihçi 17. yy'da yaşamış, pek çok eser vermiş, İshak Paşa sarayında katip olarak çalışmış ve yöre halkı tarafından oldukça sevilen ve sayılan bir insan.



Epeyce üşüdükten ve pek çok acıktıktan sonra benim için yemek bulması oldukça zor olan yörede, hepimizin yüzünü güldürecek bir menüye sahip cafe nostalji'de, önce gözümüz sonra midemiz bayram etti. 



Gezilecek yerleri keşfetmiş, karnımızı doyurmuş olarak yöresel dükkanları gezdik ve esnafın da yüzünü güldürmeden oradan ayrılmadık. Bundan sonraki yazılarda bolca "Iğdır Hatırası" göreceksiniz. 
Iğdır'dan her saat dönüş olmadığı ve bu uçuşların da çok erken saatlere denk geldiğinden dönüşümü Van'dan yaptım. 




Bu sayede Van'ı, Muradiye Şelalesini ve Van denizini de (orada deniz olarak geçiyor biz göl diyeduralım.) görmüş olduk.



 Bir gün içerisinde pek çok mevsimi yaşadığımız bu kısacık haftasonunda kar manzarasını da seyretmeden ayrılmadık! Arabayla giderken binbir zahmetle çekilen bu kareler için Ezgi'ye teşekkürler :)







Ah çok sevdiğim, pek sevdiğim İbni Haldun'un o sözü hep kulaklarımdaydı.



"Coğrafya, kaderdir."



Sevgiler...


29 Eylül 2014 Pazartesi

Rákóczi kimdir?

Rákóczi ışığında Tekirdağ Gezisi

Kışa koşar adım yaklaştığımız bir hafta sonuydu, gri bir hava, yağmur vardı ve ben kesinlikle evde oturmak istemiyordum. Rákóczi ışığındaki Tekirdağ maceram da böyle başladı. Gezelim, görelim, yiyelim, içelim hareketleri en sevdiklerim. Yerinden kıpırdamadan bir ömür geçirenlere selam olsun. Bu yazının şarkısı balkan havalarından geliyor.(Not:Canlı dinlemek için İpsala Çeltik Festivalinde 10 ekim cuma günü sahne alacak.)



Macar halkı için de Türkiye'de uğranacak ilk durak olan milli kahramanları Prens II. Ferenc Rákóczi'nin son 15 yılını geçirdiği, müze olarak restore edilip bizlere açılan ahşap, eski, şirin mi şirin evine giriş sadece 3 TL.


II. Ferenc Rákóczi'nin Macaristan sakinleri için yazdığı manifesto. Bu manifestoda herkes ülkenin bağımsızlığının yeniden tesis edilebilmesi uğruna silaha sarılmaya çağrılıyor. İkinci fotoğrafda gördüğünüz mühürler ise II.Ferenc Rákóczi'nin Prenslik ve Erdel prensliği mühürleri. 



Yer yüzünde hiçbir millet, topluluk, insanoğlu yoktur ki özgürlüğü için mücadele etmesin. 


Özgürlük uğrunda dökülen kanların, yitip giden hayatların ise hiçbir dilde, toprak parçasında haklı bulunur yanı yoktur. 





XVII. yüzyıl sonu Kazma-gürz  -  XVII. yüzyıl sonu bir çift tabanca



Tüm bu tarihi siyasi olayların ortasında duralım ve size bir kuple gülümseyim, gülümseteyim. :)



 Rákóczi mültecilik hayatının önemli durakları Adam Szathmary -Kiraly'ın (1692-1752) günlüğünden. Prensin Polonya'da ve Fransa'da geçirdiği mültecilik yılları. (1711- 1717)

Aramızda hala günlük tutan var mı acaba? Her gün olmasa da zaman zaman sayfalarca yazdığım ajandalarım vardır yıllardır özenle sakladığım. Bu sayede tüm o zamanlara ışınlanabiliyorum istediğim zaman. Size de tavsiye ederim. 

II. Ferenc Rákóczi'nin kendi elleriyle tahta işlemeyle yaptığı koltuğuna hayran kaldım, bayıldımmm... Eski mobilyaları yeniden işlemek, boyamak, istediğin gibi birşeyler üretmek oldukça keyifli değil mi? Sevgili II. Ferenc Rákóczi, bendensin! :)

Müzeden çıktığımızda deliler gibi acıkmıştık, vejeteryanım diye hoplayıp zıplayan bendeniz nadiren de olsa arada köfte yiyebiliyorum. (Malesef B12 eksikliğinden ve unutkanlıktan sıkılmış olmak bunu gerektiriyor.) Bu nedenle klasik Tekirdağ köftesini bizlerin beğenisine sunan Nefis Tat Abdi Özcan Köftecisinde karnımızı doyurduktan sonra (yarım porsiyon 7,5 TL ki bizim için oldukça doyurucuydu) Balkan Pastanesinde dondurmalı peynir tatlımızı (Porsiyon 7 TL) mideye indiriyor, afiyetle Tekirdağ'dan ayrılıyoruz. 



Bir başka gezelim, görelim, yiyelim, içelim durağında görüşmek üzere...

Sevgiler :)




22 Ağustos 2014 Cuma

D A T Ç A

Tatilin huzur dolu 2.kısmından hepinize yeniden merhaba! 

Bodrum'dan yaklaşık 1.5 saat süren Feribot sefasından sonra Datça merkezdeki Aydeniz apart otelimize yerleştik. Odalar çok büyük olmasa da temiz, yeni ve deniz manzaralıydı. Günü kaçırmamak adına hemen otelimizin önündeki Kumluk Plajından kendimizi kızgın kumlardan serin sulara atıverdik. Yüzme yarışları yaptık,  yeni stiller keşfettik, kısacası çocukluğumuza geri döndük (sanki çok büyümüşüm gibi)




Akşam için siz Hüsnü'nün yerini tercih edin derim, biz yer bulamadıysak da  hayata küsmedik Emek Balık Restaurant'da denize karşı Rakı keyfi yaptık. Her içkinin yeri, zamanı ve insanı olduğunu düşünürüm. Herkesle her yere gidilmediği gibi her yerde her içki, herkesle içilmez. "Ne diyorsun Nil?" demeyin, düşünün, siz de hak vereceksiniz. Bence Datça'ya yakışan içki de rakıdır. Haliyle bu yazının müziği de rakı masasız gitmeyen çok sevdiğim bir şarkıdır. İsterseniz tam burada açın, devamında yazıyı okurken siz de bana katılın.




Sabah erkenden Palamutbükü'ne gitmek üzere yollara düştük. Dağları aştık ve denizin o muhteşem rengini gördük; insan Datça'ya aşık olur dedik mi dedik. Deniz insanıysanız, denize kıyısı olan bir yerde denizle iç içe yaşadıysanız mutluluğumu tarif etmek için kelimelere ihtiyacım yok demektir. Sonsuza varmadık belki ama bütün gün yüzdük, yüzdük, yüzdük…




Akşamın son güneşini kaçırmadan Eski Datça'ya vardık ve bir kaç fotoğraf çekilebildik :) Bademleri ile meşhur Datça'da her şey ama her şeyde bademe rastlamak mümkün; mezelerden, köftelere ve hatta magnetlere kadar. Datça Sofrası'nda hepsinden tattık. Mezeleri çok başarılı olmasa da genel anlamda yemekleri ve salatası iyiydi. Fiyat olarak da bölgeye göre gayet uygundu diyebiliriz.

                                       
            


Can Yücel Evi 'Eski Datça 



Çarşamba günü sabahtan yine yollara reva olduk, kahvaltı için Marmaris'e girdik. Şahin Tepesi Restaurant'da enfes manzaraya karşı tıka basa doyduktan sonra Fethiye'ye varana kadar birkaç yol hatırası da çekilmeyi ihmal etmedik, Bir sonraki durak macera dolu Fethiye'de görüşürüz :)