1 Haziran 2014 Pazar

AB Gönüllü Çalışma Kampı - Reino de España

Şimdi orada olmak için neler vermezdim diyeceğim yer: İspanya! 
Bu tatilimin bir kamp aşaması bir de kamp sonrası olduğu için 2 kısımda anlatacağım. Fotoğraflar ve anılarla tekrar gidelim, haydi durmayalım buralarda..

Üniversite dönemimde tanıştığım gençtur ile harika bir ispanya macerasına adımı altın harflerle kazıdım. Nasıl mı gittim, siteye tık tık. http://kampcilik.genctur.com.tr/yurtdisi-calisma-kamplari

Kamp yeri Bacares, Almeria eyaletine bağlı. Ben ve arkadaşım kendi imkanlarımızla Almeria'ya ulaştıktan sonra Bacares'e gitmek üzere daha önce mailleştiğimiz kamp yöneticileri ve arkadaşlarımızla belirtilen yerde, belirtilen saatte buluştuk. Kampın ağır şartlarına kendimi hazırlamıştım falan dersem yalan söylerim. Bavulumda topukludan tutun da her türlü süs püs ıvır zıvır vardı. Aslında kamp insanı değilim ama gençlik işte deneyelim dedik bir kere ya neyle karşılaşacağımı çocuklar gibi merak ediyordum. Hiç bilmediğim bu ülkenin bir şehrinden nüfusu 280 kişi olan minnak köyüne doğru, hiç tanımadığım insanlarla seyahat ediyordum. Hayatta mutlaka yapılması gereken şeyler listenizde en üstlere yerleştirin! Pişman olmayacaksınız. Sanırım kalbim temiz -sanırım değil kalbim kesin temiz- cillop gibi enfes bir kamp yerimiz vardı. Kamp yerimize vardığımda ne göreyim, ahşap ,3 oda 1 salon, tek katlı mini mini 7-8 tane evden oluşan şirin mi şirin bir site. Sitenin içerisinde ağaçları, masaları tam bir ye, iç, yat mekanı. 

Dünyanın dört bir yanından,farklı coğrafyalardan, dillerden, ırklardan gelen; 28 kişiden oluşan grubumuzla tanıştıktan, çalışacağımız konularla ilgili bilgi aldıktan hemen sonra merhaba ilk fotoğrafımız!



Kamp seçiminizi yaparken çok dikkat etmeli ve her ayrıntıyı dikkatle okumalısınız. Zira o zaman neden çok şanslıyım dediğimi anlayacaksınız. Kendimize ait odalarımız, yataklarımız ve elbise dolaplarımız vardı. Ayrıca enfes mutfağımız da var birazdan geliyoruz. Sabredin :)

Mutfağımız var dediysem hergün biz yemek yapıyoruz zannetmeyin. Mutfak sadece ara atıştırmalıklar hazırlamak ve 2. hafta her evin kendi yöresel yemeklerini yaptığı konsept eğlence akşamları içindi. Kulağa harika ve lezzetli geliyor değil mi?



280 Kişilik köy dediysem zihninizde hiç bizim köyleri canlandırmayın. 
Minimum alanda maksimum eğlence = bu da bizim marjinal fayda tatil eğrimiz! 
(Kamu yönetimi de okuduk. Olsun o kadar , yıllarımı verdim)

Anlamsız bir şekilde her turiste küfür öğretme geleneğini yıktım tek başıma! Nanik öğretiyorum. Bu da benim farkım :P

Sizi bilmem ama ben ilk ve tek sarı karpuzu burada gördüm. Tadı aynı hiçbir fark yoktu. 


Gelelim neler yaptık 2 haftalık kamp sürecinde. Çamur savaşı çok iyi bir başlangıç olmasa da prenses bünyem bunu tabii ki kaldırmadı. "Saçmalama tırnaklarım bozulur" diyemedim. Tebessüm ettim ve ben sadece izledim. Çok eğlendim. Bol bol güldüm, neyse ki birisi de tutup beni çamura bulamadı. Yiğidimin yüzündeki bu zafer duruşu da kızlarla çamur savaşı yapmış olmanın verdiği mutluluk :)

Trekking Zamanı

 Çok yorulduk ya Havuz Zamanı :P


 Rom içeriz, şerefinize çocuklar.


Yetti gari bu kamp hayatı, hadi bizi gezdirin dedik :) Almeria'ya doğru yol aldık. Almeria hayatımda gördüğüm en güzel ayakkabıların, takıların -indirim zamanı gitmem nedeni ile- en ucuza gördüğüm yer olarak hafızama kazındı! Aldıklarımın bazılarını yıllar geçmesine rağmen hala kullanır, gözüm gibi bakarım. 


Almeria'da akşam oldu. Yorgunuz ama hatıra fotoğrafı çekilmeden bi yere gitmek yok :)

Konsept ve yöresel akşam yemekleriiii... Çekilin pişiricem ama önce poz vericemmm..:)


Meyveleri dalından toplarız.

 Ev sakinleri ile geçirdiğimiz yorucu ve eğlenceli mutfak macerasından çıktıktan sonra saçı başı dağıtıp süslü püslü masada oturmayacaktık tabii. Kendimize çeki düzen verdik, geldik. Soldaki arkadaşa takılmayın :))))


 Biladerim ve french style bağladıkları fuları. Biz fransızlardan daha iyi bağlıyoz ben size diyim. :)
Meyve ve rom..yummy!

Köy halkıyla röportajları yaptık, kısa film çalışmaları başladı. Neyse ki grupta bizden başka herkes 3-5 dil bildiği için iletişim sorun olmadı :)))

Bol bol savaşıldı efendim bu da yiğidonun italyan kızımızla boya savaşı hatırası :)


Geceleri konsept akşam yemekleri devam ederken,..

Gündüzleri doğa, çekimler, çalışmalar sürdü gitti. 

Geceleri yemekler, eğlenceler...

Gündüzleri tasarım, boyama, sahne, eğlenceler..

Şortum duvar çalışmamla çok uyumlu değil mi? Zamanında Zara'dan bunu düşünüp almışım belli ki :)

ve sonuç.. :)

 Veda yemeği ve veda zamanı..


2 haftanın sonunda birbirimizden bolca gözyaşı, yığınla fotoğraf ve hatıra ile ayrıldık. Bugün bile hemen hemen her anını hatıramda sakladığım müthiş bir deneyimdi. Klasik turistik geziler de yaptıktan sonra anladım ki böyle bir tatilin yeri bambaşka. Tanıştığım arkadaşlarımın bazıları ile hala görüşüyorum, hatta en sevdiğim biricik esterim de benim gibi yazıyı ve kağıt kokusunu sevdiği için uzun süre mektuplaştık. Şimdilerde facebook üzerinden iletişim kursak da onu özlüyorum. Bir sonraki yıl ben Almanya'ya (Belki bir başka yazı da bu yolculuğu da anlatırım,  ne dersiniz?) gittim, sonrasında o İzmire geldi ve kuşadasında buluştuk. 

Dünyanın başka bir yerinde; dilini, dinini, dününü bilmediğiniz ama sizi gerçekten anlayabilecek mutlu yürekler, harika insanlar var. 
Neden evde oturalım ki? :)


"Sözcük oyunlaması değil:
Kültür bir küldür..İnsan sobasında bilgi ile görgünün sezgiyi yakması ile olur."

Özdemir Asaf

Bilgi ve görgüyü yakacağımız çokça günlerin bizimle olması dileği ile..
Bu yazının şarkısı Buika'dan geliyor..



Burada olduğunuz için teşekkürler, keyifli dinlemeler..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder