Bitez etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Bitez etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Ağustos 2014 Pazartesi

Bodrum Bodrum

En karanlık kış günlerinde, işten başımızı kaldıramadığımız tüm anlarda hayalini kurduğumuz o tatil vakti geldiğinde içimizde bayram sevinci vardı dersek abartmış olmam. Edirne'den Ege sahillerine uzanan tatil kadar, planlaması da son derece keyifliydi, tatile 2 kala alışveriş için Edirne'nin altını üstüne getirmek de. Nihayetinde Edirne'ye gelenler bilir ki çok da zor değil bu minnak şehrin altını üstüne getirmek :)

Tüm otel rezervasyonlarımız için booking.com u tercih ettik, onun dışında gezip göreceğimiz yerler ile ilgili tüm sosyal ağlardan ve eşten dosttan yardım aldık. Tatilimizin ilk ve en coşkulu kısmı Bodrum ile başlıyoruz! 




Edirne'den Bodrum'a uzun bir araç seyahatinden sonra vardığımızda kendimizi otelden önce Bitez'de bulunan Beyaz Beach Club'a attık. İskeleden atlamayı sevenler, derin sularda yüzerim diyenler için denizi tertemiz ve kesinlikle tavsiye edilebilir ancak yemekleri ve frozen için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Yine de Bodrum'da gidilebilecek en uygun( giriş: 60 TL) beach club olması da tercih sebeplerinden biri olabilir.



Yol yorgunluğuna denizi de ekleyerek Gümbet'de rezervasyon yaptığımız Club Alka Otel'e akşama doğru ulaştık. Deniz manzaralı, balkonlu ve temiz odamız, güler yüzlü personel ve uygun fiyatı ile kesinlikle tavsiye edebileceğim oteller listesinde yerini aldı. Cumartesi gecemiz Tekilacılar Sokağında Mexico Tekila'da (Kokteyller çok başarılı değildi malesef) başladı, Fink'de (Mojitosu kesinlikle harikaydı) son buldu. Zira sabaha karşı hala son bulmasaydı biz barda dans ederken yığılıp kalabilirdik :)





Pazar günümüzü güzel bir kahvaltıyla taçlandırarak Yalıkavak'da  Havva Ana'da tatilimizin en organik kahvaltısını ettik. Ev yapımı reçellerden, böreklere, ekmeğe, bahçe sebzelerinden sınırsız çay veren, önce gözü sonra mideyi doyuran bu zengin menüye 25 TL ödedik. Havva Ana da dünya tatlısı, doğal yurdum insanı. Bu mekan ile ilgili söyleyebileceğim tek olumsuz şey aracınız yoksa gitmeye çalışmayın.




Çocukken tok karna denize girilmez derdi annelerimiz ama biz tabii ki onları dinlemezdik ve yine dinlemedik. Bardakçı Koyu'na ışınlandık. :) Tertemiz suyu, kumsaldan denize girmeyi sevenler için ideal. Pazar gününden beklediğiniz huzuru ve sakinliği size fazlasıyla sağlıyor, öyle ki biz telefonları bile yanımıza almadık sadece denizi, güneşi ve kendimizi dinledik. İnsan tatilden başka ne bekler ki... 

Pazar Akşamı olduğunda Gümbet'de bir akşam geçirelim dedik çok da mantıklı bir karar vermediğimizi giyinip süslenip kendimizi sokaklara attıktan sonra anladık. Ama olsun tecrübe tecrübedir. 


Pazartesi benden büyük arabanın yarısını kaplayan valizlerim ile Datça'ya gitmek üzere otelimizden ayrıldık. Datça Feribotu için biletimizi aldık.(Araç 100 TL sürücü dışındaki yolcular için 15'er TL daha ödüyorsunuz) İskelenin yanında Tepecik Kafe'de soluklandık. Ancak kesinlikle tavsiye etmiyorum. Soluklanacak başka yerler bulun ve hatta bana da haber verin.

Tatilimizin Bodrum ayağı son buldu, Datça'da görüşmek üzere! :)




Sevgiler...